TOZ BOYAYA BAKIŞ
Hepimizin yakından tanıdığı ve çok çeşitli ürünlerin dayanıklılığını arttırmak ve onlara estetik kazandırmak amacıyla yararlanılan bir malzeme olan boya, organik bir kaplama malzemesidir. Bileşiminde pigment adını verdiğimiz renk verici maddeler bulunur. Boyanın yaklaşık 40 bin yıllık geçmişi vardır. Mağaralarda yaşayan insanlar, duygu ve düşüncelerini birtakım figürlerle ifade etmişler ve bunları ham boyalar kullanarak taş yüzeylere ve mağara duvarlarına resmetmişlerdir. Binlerce yıl önce yapılan bu figürlerden önemli bir kısmı günümüze ulaşmayı başarmıştır.
Boya ve kaplamaların gerçek bir endüstri bileşeni olarak kullanımı 1940’ların sonu ve 1950’lerin başında başlamıştır. Alman bilim adamı Dr. Erwin Gemmer, toz kaplamaların ısıyla sabitlendiği akışkan yatak (fluidized-bed) işlemini geliştirmiştir. 1958 ve 1965 yılları arasında, genel olarak 150 mikron ila 500 mikron arasında bir film kalınlığı olan tüm fonksiyonel toz boyama uygulamaları akışkan yatak uygulaması ile işlenmiştir. Film kalınlığının yüksek olması ve elektrostatik toz boyama teknolojisinin 1962 ve 1964 yılları arasında ABD’de geliştirilmesi akışkan yatak uygulamasına olan ilgiyi azaltmıştır.
Elektrostatik toz boyama tekniği, genel olarak toz boyanın püskürtülmesi biçiminde uygulanmaktadır. Bu tekniğin temel özelliği, toz boya ile kaplanacak malzemenin topraklanmış ve toz boya taneciklerinin elektrikle yüklenmiş olmasıdır. Sonuç olarak, toz boya ile malzeme arasında elektrostatik bir çekim oluşmaktadır, bu çekim malzeme yüzeyinde yeterli kalınlıkta film oluşmasını ve toz boyanın eriyip malzeme yüzeyine yapışmadan önce tutunmasını sağlamaktadır.
1966 ve 1973 yılları arasında geliştirilen reçinelerin ticari olarak kullanıma girmesi ile toz boyamanın kullanımı artmıştır. 1970’lerin başından itibaren yükselişe geçen elektrostatik toz boyamanın 1980’lerden sonra sektörün en tercih edilen tekniği haline geldiği görülmektedir.
Geldiği noktada elektrostatik toz boyama, otomotiv parçalarında, ev aletlerinde, dayanıklı tüketim ürünlerinde, mobilya metal aksamlarında, demiryolu araçlarında, mimari yapılarda ve daha birçok alanda tercih edilmektedir.